,
Meme Silikonu için Uygun Bir Aday mısınız?

Silikon protezle meme büyütme uygulanabilecek durumlar şunlardır;

● Ergenlikten beri mevcut küçük göğüsler
● Asimetrik memeler
● Büyüklüğü arttırılmak istenen memeler
● Doğum/emzirme veya aşırı kilo verme sonrası küçülen memeler (eğer beraberinde sarkma da varsa ayrıca bir toplama işlemi de yapılması gerekir)
● Meme kanseri sonrası onarımlar

Bu ameliyatı olabilmek için ayrıca aşağıdaki kriterlerin de sağlanmış olması gerekir;

● 18 yaşından büyük olmak
● Bu ameliyatı sadece kendi isteği üzerine gerçekleştiriyor olmak
● Hamile veya emziriyor olmamak
● Göğüslerinizde kanser veya kansere dönüşebilecek lezyonlar olmaması
● Otoimmün hastalığı olmamak
● Vücudun herhangi bir yerinde aktif enfeksiyonu olmamak
● Depresyon veya başka bir ruhsal bozukluk geçiriyor olmamak
● Aspirin, steroid veya immünosupresant ilaçlar almıyor olmak
● Sigara içiyorsanız sigarayı ameliyattan 2 hafta önce bırakmayı ve 2 hafta sonrasına kadar da içmemeyi kabul etmek
● Bu ameliyatla ilgili aydınlatılmış onam formunda belirtilen riskleri kabul etmek

Meme Silikonu Nedir ?

Silikon meme protezleri 1963 yılından kan transfüzyonlarında kullanılan plastik torbaların elde taşınırken verdiği hissin tıpkı bir memeye benzemesinden esinlenilerek hayata geçirilmiştir. Silikon protezler jel kıvamında silikonla doldurulmuş, etrafı daha katı silikon bir kılıfla çevrili, yuvarlak veya oval şekilde üretilebilen maddelerdir. Jelin kıvamı ile erişkin bir kadın memesinin kıvamı çok benzerdir ve vücutta farkedilmezler.

Silikon ise yeryüzünde en sık rastlanan elementlerden biridir. Silikonun başka elementlerle birleşmesi farklı yapıda silikonlardan oluşan bir aile meydana getirir. Birleşmenin özelliklerine göre silikonlar katı, jel veya sıvı halde bulunabilirler (Şekil 1). Sanayide ve günlük hayatta kullanılan silikonlarla meme protezlerinde kullanılanlar arasında en önemli fark tıbbi silikonların saf ve vücuda uyumlu yapıda olmalarıdır. Tıbbi silikonlar meme protezleri dışında kateterlerdn eklem protezlerine, , kalp kapağından ve penil protezlere dek yaygın bir alanda kullanılırlar.

Meme Silikon Çeşitleri Nelerdir ?

Şekil 1. Silikonların çevresindeki zincirler uzayıp birbirine bağlandıkça kıvamı sertleşir

Silikon meme protezlerinin içi silikon jel değil de su ile dolu olanları da vardır. Ancak su ile doldurulmuş bir implant kıvam olarak daha sert olduğu için çok tercih edilmezler. Su dolu protezlerde ayrıca ve kaçak ihtimali vardır.

Silikon Protezlerin Çeşitleri

Şekline Göre İmplant Çeşitleri:
Silikon protezler şekil olarak damla ve yuvarlak formda üretilmektedir. Damla protezler, yandan bakıldığında aşağı doğru genişleyen yapısı memenin yandan görünüşüne benzediği için anatomik protez adını da alırlar (Şekil 1).

Şekil 1. Anatomik protezler (üstte) ve yuvarlak protezler (altta)

İçerdiği Jelin Kıvamına Göre İmplant Çeşitleri:

Silikon protezle içerdikleri jelin kıvamına göre de ikiye ayrılırlar: Yumuşak jel ve şeklini muhafaza eden ‘cohesive’ jel protezler. Yumuşak jel implantlar memenin doğal kıvamına daha uygun olmakla beraber kendi kılıfı içinde yerçekimi ile aşağı doğru bir miktar yer değiştirirler. Cohesive jeller ise her durumda kendi şekillerini korurlar ve memeyi sadece hacim olarak büyütmekle kalmaz belli bir şekle de sokabilirler. Ancak bu protezlerin konduğu memeler ele daha sert gelmektedir. Son birkaç yıldır Cohesive silikonların biraz daha yumuşak modelleri de bir seçenek olarak (Allergan® SoftTouch, vb) piyasaya sürülmüştür.

Günümüzde jel içeren protezlerin çoğu patladıklarında veya kesildiklerinde dışarı akmayan formda bir jel kullanmaktadırlar (Şekil 2). Bu özellik yıpranma veya kaza nedeni ile ortaya çıkabilecek kaçaklarda sorunları azaltacak bir önlemdir.

Şekil 2. Cohesive jel içeren bir implant patladığında veya kesildiğinde dışarı akmaz

Eğer cohesive jel içeren bir implant kullanılıyorsa, seçilen silikon protezin şekli büyütülen memenin şeklini etkiler. Hangi protezin tercih edileceği sizin nasıl bir meme şeklini sevdiğinizle ilgilidir. Genelde bayanların meme konusundaki tercihleri ikiye ayrılabilir (Şekil 3):

● Yuvarlak, dekolte kısmını dolduran ve sanki sütyenle yukarı itilmiş gibi görünen memeler
● Dekolteden aşağı düz bir eğimle gelip meme ucundan sonra yuvarlak form kazanan damla şeklindeki memeler

Şekil 3. Hangi meme şeklini daha çok beğendiniz ? Soldaki iki meme silüetini tercih edenler damla, soldaki 2 silueti tercih edenler ise yuvarlak meme şeklinden hoşlanıyorlar diye düşünülebilir

Genel bir kural olmamakla beraber damla şeklini sağlamak için anatomik, yuvarlak şekle ulaşmak için de yuvarlak protezler tercih edilir.

Anatomik protezlerin diğer tercih sebepleri şunlardır:

● Memesi hiç olmayan çok zayıf hastalarda cohesive ve yuvarlak bir protez üst kısımda ani ve doğal olmayan bir geçiş yaratabilir. Böyle hastalarda kas altına ve anatomik protez kullanmak daha iyi bir seçenektir.
● Meme ucunun hafif sarkık olduğu hastalarda meme ucunu yukarı kaldırmak amacı ile anatomik protez kullanılarak meme toplama ameliyatı ihtiyacı azaltılabilir.

Yuvarlak protezlerin tercih edildiği durumlar ise şöyledir:
● Tenis, yüzme gibi sporları yoğun yapan ve kas altına implant konacak hastalar: Bu hastalarda anatomik protez kullanılırsa kas hareketleri ile protezin dış yana doğru dönme ihtimali asimetri yaratabilir. Yuvarlak protezler dönseler bile bu farkedilecek bir sonuç yaratmayabilir.
● Meme toplama ile beraber büyütme yapılacak hastalarda üstkısımlardaki boşluğu doldurmak için

Silikon teknolojisinde en son gelişme ise aynı kılıf içinde yer alan iki farklı kıvamda jel içeren implantlardır. Daha doğal bir görünümü hedefleyen bu teknoloji Polytech 4inTwo Series ve Allergan firmasının 510 serisinde mevcuttur. Damla protezin göğüs duvarına dayanan kısmı daha yumuşak, meme başı altındaki kısmı ise daha sert bir silikon içermektedir (Şekil 4). Böylece özellikle yan profilde silikonun en üst kısmının yarattığı geçiş hattı ortadan kalkmakta, meme ucunun projeksiyonu ise artmaktadır.

Şekil 4. Polytech® in iki farklı yoğunlukta silikon içeren 4inTwo protezleri

Kılıf Özelliklerine Göre İmplant Çeşitleri:
İlk dönemlerde silikon kılıfın yüzeyi düz ve pürüzsüz iken daha sonra pürtüklü (textured) formlara geçilmiştir (Şekil 5). Silikonların kılıfları da teknolojik olarak gelişmiş ve birkaç kat eklenerek daha sızdırmaz hale gelmiştir. Bu değişimlerdeki amaç kapsül kontraktürü denilen olayı azaltmaktır. Pürtüklü formlardan birisi de poliüretan kaplı protezlerdir. Silikon vücuda girdikten bu kaplama erimeye başlar ve böylece kapsül kontraktürü oluşumunu azaltacak bir ara zon oluşturur. Özellikle kapsül kontraktürü gelişip protezi değiştirilecek hastalarda tercih edilmektedir.

Şekil 5. Farklı kılıf özellikleri olan silikon protezler: Solda üstte – eskiden kullanılan düz yüzeyli şeffaf protezler; Sağ üstte – poliüretan kaplama protez; Alt sırada – pürtüklü yüzeyi olan protezler

Meme Silikonu Ameliyat İzi Nerede Kalır ?

Meme protezleri farklı yerlerden yapılan kesilerle girilerek yerleştirilebilir. Her birinin avantajları ve dezavantajları vardır.

Meme Başının Hemen Altından Yapılan Kesi:

Meme başındaki alt yarısında, koyu renkli deri ile cilt arasındaki sınırdan yapılan bir kesi ile meme dokusu geçilerek protezin konulacağı alana ulaşılır. Bu noktadaki bir kesi izi, iyi yapıldığında pek farkedilmeyebilir. Ancak meme başı küçük olanlarda buradan büyük bir protezi sığdırmak zor olabilir. Ama asıl önemli dezavantaj, meme bezlerinin içinden geçen kanalların bu sırada kesilmesi ve uçları dışarı açık olan bu kanallardaki bakterilerin silikona bulaşmasıdır. Kapsül kontraktürünün oluşumunda bu bakteriler rol oynadığı düşünülmektedir (kapsül kontraktürü oluşumunda biofilm teorisi). Bu nedenle son 5 yıldır meme başından silikon koyulması önerilmemektedir.

Meme Altındaki Katlantıdan Yapılan Kesi:
Bu katlantının ortasında yapılan 4.5 – 5.0 cm lik bir kesi ile protezi istenen plana yerleştirmek mümkündür. Cerrah açısından kontrolün en iyi sağlandığı yöntemdir. Ancak kalan iz hasta çıplak olarak sırt üstü yattığında belli olur. Yine de bugün en çok tercih edilen kesidir.

Koltukaltından Yapılan Kesi:
Koltukaltında yapılan bir kesi ile protezlerin yerleştirilmesi ilk başlarda şişirilebilen silikon protezlerle gündeme gelmiş olup sonrasında silikon protezler için de uygulanmaya başlanmıştır. Aslında güvenli yerleşim için endoskop kontrolü ile yapılması önerilir. Ancak endeskop kullanmadan yerleştirenler de vardır. Silikon için yer açılması normalden uzun cerrahi aletler gerektirir. İzin memede olmaması en büyük avantajıdır Ancak asimetri, kanama, protezlerin farklı yüksekliklere yerleştirilmesi gibi birçok komplikasyona açıktır.

Bunların dışında abdominoplasti sırasında yapılan meme büyütmelerde silikonun karın flebinin altında geçirilerek memeye konması ve böylece ortada hiç iz kalmaması bir dönem gündeme gelen yöntemlerden biridir. Ancak memeye ulaşmak için meme altındaki katlantının kesilmesi ve aynı sırada abdominoplasti nedeni ile aşağı çekilen karın derisinin sabitliği bozulan katlantıyı aşağı çekmesi en önemli sorunudur.

Endoskopik olarak göbek deliğinden meme protezi konması ise yine suyla şişirilebilen protezler için geçerli ve çok fazla kabul görmemiş bir başka yöntemdir.

Meme Silikonu Nereye Konur ?

Silikon protezler göğüs ön duvarındaki 4 doku planından birinin altına yerleştirilir:
● Mevcut meme dokusunun hemen altına
● Meme dokusunu taşıyan kası kaplayan zarın hemen altına
● Meme dokusunu taşıyan kasın altına
● Üst kısmı kas altına, alt kısmı meme dokusu altına (dual plan)

Bu planlardan hangisinin size en uygun olduğu dokularınızın tipi, vücut ölçüleriniz ve istediğiniz meme şekline göre doktorunuz tarafından saptanacaktır.

Silikonun meme dokusunun hemen altına konması en basit ve kısa yöntemdir (Şekil 1). Kas dokusu ellenmediği için ameliyat sonrası ağrı az olur, ayrıca göğüs kaslarının hareketi ile protezin dönmesi/hareket etmesi gibi bir risk ortadan kalkar. Ancak bu planı kullanabilmek için memenin üst kısmındaki cilt altı dokusunun yeteri kadar kalın ve örtücü olması gerekir. Dekolte kısmında ince bir deri örtüsü olan bayanlarda bu plan kullanıldığında protezin üst kısmı bariz bir çıkıntı – geçiş hattı yaratabilir. Bu sorunu çözmek için üst kısmı daha yumuşak bir silikondan yapılan çift yoğunluklu silikon protezler piyasaya sürülmüştür ve ülkemizde de mevcuttur.

Şekil 1. Meme dokusunun altına konan silikon protez
Dekoltedeki dokunun yeterli kalınlıkta olmadığı durumlarda, çift yoğunluklu bir silikon da kullanılmayacaksa kas altı veya kas zarının altı seçilebilir. Kas zarının yukarı seviyede kalınlaşması sayesinde zar altına konan protezlerde de protezin üst kısmı çok ele gelmeyebilir (Şekil 2).

Şekil 2. Memenin altındaki Pektoral kasın üzerindeki zarın altına meme silikonu konması: Bu yöntem sadece meme dokusu altına konanlara göre silikonun üst kısmının daha iyi kamufle edilmesini sağlar.

Silikonun kasın altına konması özel durumlarda söz konusudur: Çok zayıf ve kemikli dekoltesi olan hastalarda veya damla şeklinde meme isteyen hastalarda bu plan seçilebilir (Şekil 3).

Şekil 3. Silikonun pektoral kasın altına konması

Ancak söz konusu kasın kolumuzu gövdenin yanlarına doğru çekme ve bastırma fonksiyonu olduğu için bu plan kullanıldığında hastanın kolları kullanan bir iş veya spor yapıp yapmadığına dikkat etmek gerekir. Yüzme, dağcılık, tenis, voleybol gibi sporları yapan bayanlarda kas altı planı seçmemek veya illa seçilecekse yuvarlak protezler koymak gerekir, zira anatomik protezler kol hareketleri ile zaman içinde kendi çevrelerinde dönerek asimetri yaratabilirler. Memesi sarkmaya müsait hastalarda da kas altı planı kullanmak ilerde meme dokusu aşağı sarkarken silikonun kasın altında kalmasına ve memede çift kademeli bir yuvarlaklık oluşmasına (doublebubble) sebep olabilir. Kas altını kullanmak, aslında burada hiç boşluk olmadığı için kasın silikon tarafından aşırı gerilmesine yol açar. Bunun sonucunda ameliyat sonrası 5. haftaya kadar uzayan ağrılar ortaya çıkabilir.

Dual plan tekniği ise, silikonun üst kısmının kas altında, alt kısmının ise kas üstünde bırakarak damla şeklindeki görünümü daha belirgin hale getirmek için kullanılır (Şekil 4).

Şekil 4. Dual Plane: Silikonun üst kısmı kas altında, alt kısmı kas üzerinde kalır, amaç silikonun üst kısmını bastırırken alt kısmında projeksiyonu arttırmaktır.

Size En Uygun Silikon Nasıl Seçilir?

Her kadının memesi parmak izi kadar özeldir. Göğüs kafesinin yapısı, açısı, derinin kalınlığı ve esnekliği, duruş, meme bezinin başladığı bölgenin şekli ve genişliği (footprint) her kadında farklıdır ve kişiye özel bir meme yapısı gelişmesine yol açar. Üretilen silikon protezler ise fabrikasyon oldukları için ancak belli kalıplarda gelirler. Bir üretici firmanın silikon çeşidi 250-300 arasındadır. Meme büyütme ameliyatının en önemli basamağı bunlar arasından en uygun protezi seçmektir.

Size en uygun protez nasıl seçilebilir ? Bu konuda ilk aşamada sizin nasıl bir büyüklük istediğinize karar vermek gerekir. Yapılan psikolojik çalışmalar kadınların aslında istedikleri boyutu dillendirmeye cesaret edemediklerini göstermektedir. Bu konuda özellikle Türk hastalarda yapılan bir yanlış da sütyenin çapını ifade eden 80-90 gibi ölçüleri meme büyüklüğü ile karıştırmaktır. Meme büyüklüğünün en iyi ifadesi A, B, C, D DD diye giden “cup size” larıdır.

Bundan sonraki basamak meme şeklini seçmenizdir. Bunu beğendiniz göğüslerin fotoğraflarını da getirerek yapabilirsiniz. Yuvarlak mı damla şeklinde mi bir protez seçileceği bu aşamada bir miktar netleşir.

Tabii istediklerinizin uygulanabileceği bir göğüs yapınız olması da gerekecektir. Bunun için doktorunuz memelerinizin ayrıntılı ölçülerini alır. Bunlar, en, boy, projeksiyon, esneme miktarı, boyun-meme başı arrasındaki mesafe, cilt kalınlığı, vb olarak sıralanır. Bu ölçümler arasında en kritik olanı memenin enidir. Protezin büyüklüğünün saptanmasında kısıtlayıcı basamak meme tabanının gnişliğidir. Zira yanlara doğru gidilirse daha fazla koltukaltına girileceğinden bu ölçünün üzerine çıkılamaz.

Daha sonra doktorunuz aldığı ölçülere göre çeşitli silikon protez üreten firma kataloglarından size en uygun bir kaç protezi seçer. Bunlardan hangisinin nasıl sonuç vereceğini önceden belirlemek için iki yöntem vardır: Çekilen ameliyat öncesi fotoğraflarınız simülasyon sistemine yüklenerek seçilen protezlerle nasıl sonuç alınacağı simüle edilebilir. Crisalix® bu sistemlerden biridir. Bu simülasyona bakarak birebir olmasa da genel olarak nasıl bir büyüklük veya şekil istediğiniz konusunda doktorunuz ile üzerinde konuşabileceğiniz bir taslak oluşur. Ama asıl canlı deneme ameliyat sırasında seçilen protezlerin deneme için üretilen eşlerinin göğsünüze yerleştirilmesi ve sizin uyurken masada oturtulup nasıl durduğuna bakılması ile olur. Genellikle ameliyata yapılan ölçümlere yakın boylarda birkaç çeşit protez ve deneme eşleri getirilir.

Büyütme Ameliyatı Nasıl Bir Ameliyattır?

Büyütme ameliyatı, kısa süren, izi az kalan, sonucun hemen ortaya çıkan bir ameliyattır. Bu nedenle diğer estetik operasyonlarla karşılaştırıldığında daha basit bir işlem olarak sınıflandırılabilir. Genellikle genel anestezi altında yapılır. Ortalama 1.5 – 2 saat sürer. Fazla kanın dren konarak dışarı alınması kapsül kontraktürü oluşumunu azaltmak için önerilir.

Bu ameliyat sırasında korunması gereken en önemli yapı meme başının duyusunu sağlayan 4. İnterkostal sinirdir. Eğer bir varyasyon sonucu atipik bir yoldan geçmiyorsa bunu korumak hemen her zaman mümkündür. Bazen projeksiyonu (öne çıkışı) yüksek protezler konulduğunda bu sinir ister istemez gerilir ve fonksiyonunu geçici olarak durdurabilir.

Meme protezinin kas altına konduğu olgularda ise kasın kesilmesi nedeni ile kanama ihtimali biraz daha artar. Yine kasın protez tarafından gerilmesi nedeni ile ameliyat sonrası ağrı daha fazla olur.

Büyütme Ameliyatı Sonrasında Neler Gerekir ?

Büyütme ameliyatı sonrası genel anestezi alındığı için bir gece hastanede kalmak gerekir. Ameliyatın sonunda size üstten bantlı özel bir sütyen takılır ve bu sütyeni 3 hafta kullanmanız istenir. Sonrasında normal bir sütyene geçebilirsiniz.

Büyütme Ameliyatı Sonrasında Neler Gerekir ?

Şekil 1. Büyütme ameliyatları sonrası kullanılan özel sütyen. Üstten geçen bant silikonların yukarı ve yanlara yer değiştirmesine engel olur, kendi meme altı katlantınız zaten aşağı hareketi önlediği için tam bir fiksasyon sağlanmış olur.

Ameliyat sonrası birkaç gün antibiyotik hap ve ağrı kesici kullanmanız istenebilir. Drenlerin çekilmesi 2-5 gün içinde gerçekleşir. Dikişler gizli alındığı için alınması gerekmez. Drenler çıktıktan sonra duş almaya başlayabilirsiniz. Kas altına konmayan olgularda fazla bir ağrı olmaz. Kas altı protezlerde ağrılar ilk hafta belirgin olabilir. Kolunuzu ilgilendiren sporları yapmaya 6 hafta sonra başlayabilirsiniz.

Silikon Protezlerle Yaşamak

Nelere Dikkat Etmeliyim ?

Silikon protezler normal hayatımızı kısıtlayan implantlar değildir. Ameliyattan 4-6 hafta sonra istediğiniz sporu yapabilir, yüzükoyun yatabilirsiniz. Sadece kas altına anatomik implant konan hastalar kollarını aşırı yukarı kaldırmayı gerektirecek sporları yoğun şekilde yapmaktan kaçınırlarsa protezin dönme ihtimalini azaltırlar (tenis, voleybol, vb)

Silikon Protezler Patlar mı?

Silikon protezlerin içindeki jeli kapsayan silikon kılıf yüksek basınç altında kaldığında patlayabilir. Böyle bir basınç günlük kullanımda değil ancak bir kaza durumunda söz konusu olabilir. Örneğin bir trafik kazasında memenin direksiyonüzerinde sıkışması veya sivri bir cismin zorlaması implantı patlatabilir.

Silikon Protezlerin Patladığı Nasıl Anlaşılır ?

Patlayan bir silikon protezi bulguları şunlar olabilir:
● Memede ağrı
● Şekil bozukluğu veya büyüklüğün değişmesi
● Memeni sertleşmesi veya yumuşaması
● Memede yumru oluşması

Aslında vücuda konan bütün protezlerin çevresinde kapsül denen ince bir fibröz tabaka oluşmaktadır. Bu tabaka patlayan implantla vücut arasındaki teması azaltabilir. Teknolojik olarak gelişen implantlarda eskiden olduğu gibi akıcı bir jel yer almamaktadır. Bu tür implantlar patlasalar bile içindeki jel yer değiştirmemektedir. Bu nedenle implantın patladığına diar bir bulgu ortaya çıkmayabilir.

Tanı Nasıl Konur?

Protezinizde bir farklılık olduğunu düşünüyorsanız, doktorunuza başvurunuz. Eğer doktorunuz muayene sırasında şüpheli bir bulguya ulaşırsa sizden meme MR’ı isteyebilir. MR tetkikinde memenin iç kısmı görüntülenerek tanı konulabilir. Zaten meme protezi yaptırdıktan 3 yıl sonra kontrol amaçlı bir MR çekilmesi ve bunun iki yılda bir tekrarlanması önerilmektedir.

Patlayan İmplantlarda Tedavi Nasıldır?

Eğer sessiz bir silikon kaçağı varsa, sizde bir şikayet yaratmıyorsa, hiçbir şey yapılmadan beklenebilir. Semptomatik olan olgularda silikonu değiştirmek gerekir. Eğer tekrar bir protez konmasını istemiyorsanız her iki silikon da çıkarılıp yerine meme toplama veya başka bir ameliyat yapılarak şekil düzeltilebilir.

Silikon Protezlerle ilgili Bir Takip Yapılıyor mu?

Silikon protezlerinizi öncelikle siz kontrol edebilirsiniz. Asimetri veya sertleşme gelişip gelişmediğini aynanın önünde göğüslerinizi elle kontrol ederek anlayabilirsiniz veya partneriniz de sizin için bunu yapabilir.
Eğer şekilde bir değişiklik varsa bunun silikon protezde bir yırtılma veya kaçağa bağlı olup olmadığı MR veya gelişmiş ultrasonik cihazlarla tespit edilebilir.

Silikon Protezler meme Kanseri Taramalarını Engeller mi ?

Silikon protezlerle mamografi çektirmek biraz daha güç olmakla beraber yapılmaktadır. Elde edilen görüntü kalitesi bir miktar bozulmakla beraber, silikon takan kadınlarla takmayanlar arasında radyolojik teşhisin doğruluğu ve hassasiyeti arasında bir fark bulunamamıştır. Ultrason ve MR çalışmaları da ek yöntemler olarak faydalı olmakla beraber, meme silikonu olan kadınlarda da hala en etkili kanser tarama yöntemi mamografidir. Ayrıca meme silikonu meme dokusunun altına takıldığı için fizik muayenede kitlelerin ayrımına varmak daha kolaylaşmaktadır.
Meme protezlerinin durumunun değerlendirilmesi ve olası çatlamaların saptanmasında ise MR çalışması en iyi sonuçları vermektedir. Çünkü MR sinyalleri işlenerek istenirse protez, istenirse de çevre doku ön plana çıkarılabilmektedir.

Silikon Protezler Kanserle İlişkili mi ?

Silikon protezlerin meme kanseri ile bir ilişkisi bulunamamıştır. Sadece 2011 yılında Amerikan FoodandDrug Administration (FDA ) çok nadir bir lenfoma tipi ile meme silikonları arasında muhtemel bir ilişki olabileceğine dikkati çekmiştir. Ancak bu konuda kesin bir veri ve delil yoktur.
Kapsül kontraktürünü azaltmak piyasaya sürülen özel bir tip silikon protezlerde, silikon kılıfın üzerine poliüretan bir kaplama yapılmaktadır. Bu süngerimsi kaplama silikonun çevresindeki reaksiyonu yumuşatarak veya bloke ederek sertleşmeyi önlemektedir. Poliüretan kaplamalarla yapılan bazı deneylerde farelerde karaciğer tümörleri ortaya çıkmıştır. Ancak uzun yıllardır kullanılmasına rağmen insanlarda böyle bir olguya rastlanmamıştır. Bu nedenle de FDA poliüretan kaplamalı implant kullanılan hastalarda, bu implantların çıkarılmasına gerek olmadığına karar vermiştir. Poliüretan protezler, özellikle kapsül kontraktürü nedeni ile silikonları değiştirilen bayanlarda tercih edilen bir implant türüdür.

Silikon implantların güvenliği ile ilgili en son FDA raporuna ulaşmak için tıklayınız :

Silikon Protezler Kanser Taramalarına Engel Olur mu?

Silikon protezlerle mamografi çektirmek biraz daha güç olmakla beraber yapılmaktadır. Elde edilen görüntü kalitesi bir miktar bozulmakla beraber, silikon takan kadınlarla takmayanlar arasında radyolojik teşhisin doğruluğu ve hassasiyeti arasında bir fark bulunamamıştır. Ultrason ve MR çalışmaları da ek yöntemler olarak faydalı olmakla beraber, meme silikonu olan kadınlarda da hala en etkili kanser tarama yöntemi mamografidir. Ayrıca meme silikonu meme dokusunun altına takıldığı için fizik muayenede kitlelerin ayrımına varmak daha kolaylaşmaktadır. Meme protezlerinin durumunun değerlendirilmesi ve olası çatlamaların saptanmasında ise MR çalışması en iyi sonuçları vermektedir. Çünkü MR sinyalleri işlenerek istenirse protez, istenirse de çevre doku ön plana çıkarılabilmektedir.

Silikon Protezler Allerji Yapar mı?

Silikon protezlerinotoimmun hastalıklara hastalıklara yol açabileceği iddiası üzerine Amerikan FoodandDrug Administration 1992 yılında estetik amaçlı meme büyütme ameliyatlarını durdurmuş ve konunun incelenmesini istemişti. 14 yıllık bir süre içinde böyle bir ilişkinin varlığı hem üretici firmalar, hem de bağımsız kuruluşlar ve tıbbi paneller tarafından araştırıldı. Silikon protezlerle otoimmun hastalıklar arasında herhangi bir ilişki saptanamayınca FDA, 2006 yılında estetik amaçlı protez kullanımına izin verdi. Bu konudaki raporlara https://books.nap.edu/catalog/9602.html adresinden ulaşılabilir.

Kapsül KontraktürüNedir ?

Silikon vücuda çok iyi kabul edilen, nötr bir madde olmasına rağmen zamanla çevresinde bir zar gelişir. Tıpkı istiridyenin içine kaçan kum tanesinin, etrafında zamanla tabakalar oluşup inciye dönüşmesi gibi, silikonun etrafında oluşan tabakalar da çoğalırsa silikon sert, dar ve kalın bir zar oluşur (Şekil 1). Bu durum memelerde sertlik, ağrı ve şekil bozukluğu olarak hissedilir. Kapsül kontraktürü denen bu olaya rastlanma sıklığı % 15 civarındadır. Bazen tek memede de çıkabilir. Büyütme ameliyatlarında en başta gelen revizyon nedeni % 35 ile kapsül kontraktürüdür. Bunu asimetriler takip eder (% 24).

Şekil 1. Kapsül kontraktürü nedeni ile çıkarılmış bir protezin çevresindeki kapsül formasyonu

Geçtiğimiz yıllarda kapsül kontraktürünün silikonun implanttan dışarı olan kaçaklardan veya protezin yüzey dokusundan kaynaklandığı düşünülürken artık mikrobik bir enfeksiyon olduğu tezi geçerlik kazanmıştır. Enfeksiyonun nedeni ise silikon vücuda takılırken çevreden onun yüzeyine yapışıp içerde kalan bakterilerdir. Silikonun altına saklanarak biofilm adı verilen koloniler kuran bakteriler klinik olarak belli olmayan çok düşük seviyede local bir enfeksiyon yaratırlar.

Biofilm oluşumunu önlemek için çeşitli önlemler alınmaktadır. Bunlar: Silikonları takarken eldivenleri değiştirmek, pudrasız eldiven kullanmak, silikonları direk kutudan çıkarıp hiçbir yere değdirmeden takmak, bunu yapmadan önce antibiyotik karışımları ile yıkamak ve ölçü için kullanılan ‘sizer’ silikonların temizliğine ve az kullanılmış olmasına dikkat etmek. Özellikle meme başından girilerek konulan protez ameliyatlarında protezi içeri sokarken memedeki süt kanallarına temas kaçınılmaz olabilmektedir. Bu süt kanalları ise meme başından dışarı açıldıkları için silikona bakteri bulaştırabilirler. Bu nedenle artık silikonların meme başından konması tavsiye edilmemektedir.

Kapsül Kontraktürünün Tedavisi Nasıldır ?

Kapsül kontraktürü 4 derece ile sınıflandırılmaktadır. Tedavisi de buna göre değişir. Baker sınıflaması denilen bu değerlendirme şu şekildedir:
Baker I – Bütün implantların etrafında ince bir zar oluşur. Semptom vermez, memeler normal görünümlü ve yumuşaktır
Baker II – Sadece hekimin muayene sırasında anlayabileceği hafif bir sertleşme vardır
Baker III – Hem hekim, hem de hasta tarafından elle yoklamada analaşılabilen bir sertlik vardır
Baker IV – Sertlik ve kapsüldeki sıkışma memenin şeklini karşıdan bakıldığında anlaşılabilecek derecede değiştirmiştir

Baker I‘de bir şey yapmaya gerek yoktur.
Baker II’de takip etmek yeterlidir
Baker III’deantihistaminik ilaçlar veya yeni çıkan ultrasonik masaj cihazları kullanılabilir
Baker IV’de ise ameliyatla protezleri ve kapsülü çıkarıp yeni bir plana yeni bir protez koymak gerekir.

Silikon Protez Garantisi Var mı?

Allergan®, Mentor® ve Polytech® gibi ana üretici firmalar silikon protezlerle ilgili üretim hatalarına karşı 7 ile 10 yıl arasında garanti vermektedirler. Silikon protezlerde kaçak veya yırtılma olması gibi aslında pek de sık ratlanmayan durumlarda sadece silikonlar yenisi ile değiştirilmekte, ameliyat ve hekim ücretleri ortada kalmaktadır. Sadece Polytech firması buna ilaveten kapsül kontraktürü için opere olan hastalarda da protezi ücretsiz değiştirmektedir.

Garanti kapsamına girebilmek için takılan protezlerin seri numaralarını içeren etiketlerin veya garanti kartının alınması gerekir. Garanti kartı veren üretici firmalar birkaç hafta içinde hastanın adını ve implant bilgilerini içeren kartları hastanın doktoruna göndermektedir.

İmplant (Protez) ile meme onarımı nasıl yapılır?

Protez ile rekonstrüksiyon, meme onarımının bir başka yoludur. Meme protezleri yuvarlak ya da damla şeklinde olabilir. Esnek bir silikon kılıf içine silikon jel veya tuzlu su vardır. Protezler ya göğüs kasının altına ya da kasın üstüne cilt ve cilt altı dokusunun altına yerleştirilir.

Protez ile meme onarımı ameliyatlarından sonra hastaların yeni oluşturulan meme şeklinin eski memeye benzemeyeceğini ve aynı zamanda meme cildinde ve meme başında his kaybı olabileceğini bilmeleri gerekir.

Protez ile onarım yapılacaksa hastada mutlaka meme cildinin korunması gereklidir. Eğer olabilecekse meme başının da korunması hastayı ameliyat sonunda ruhsal açıdan iyi hissettirecektir. Protez ile onarım için cildin ve cilt altı dokusunun sağlıklı olması çok önemlidir.

Protez ile onarımın avantajları arasında; vücudun başka yerlerinde kesi yaralarının olmaması, ameliyatın daha kısa sürmesi, iyileşme döneminin daha rahat geçmesi bulunmaktadır. Eğer radyoterapi uygulanmayacaksa protez ile onarım tercih edilebilmektedir. Radyoterapi uygulanacak hastalar protez ile onarımı tercih ederlerse, ilk aşamada geçici olarak cilt altına doku genişletici (ekspander) protez yerleştirilir, radyoterapi bittikten sonra bu geçici protez çıkartılır ve kalıcı protez ile meme onarımı tamamlanır.

Eğer sadece bir memeye protez ile onarım yapılacaksa diğer meme ile simetri kaybolacaktır. Simetri bozukluğu istemeyen hastalar aynı seansta her iki memeye de protez ameliyatını tercih edebilirler.

Meme Dokusunun Oluşturulması

Ameliyat yönteminin seçiminde ve onarımının ne zaman yapılacağı bazı kriterlere göre belirleniyor, Bunda hastanın genel sağlık durumu, yaşı, vücut özellikleri, yapılan mastektomi operasyonunun özellikleri, radyoterapi uygulanıp uygulanmayacağı, diğer memenin durumu, hastanın tercihleri ve plastik cerrahın cerrahi tecrübesi ve yetenekleri gibi birçok faktör rol oynuyor.

Meme protezleri

Meme protezleri başlıca iki tipe ayrılıyor. İçi jel ve serum fizyolojik (tuzlu su) ile dolu olanlar Her iki protez tipinde de dış yüzey, silikon bir çeperden oluşuyor. Hastanın durumuna göre doğrudan protez yerleştirilerek onarım yapılabildiği gibi (eş zamanlı onarımlarda), önce göğüs duvarındaki yumuşak dokuları genişletmek için “doku genişletici” adı verilen balon yerleştirilip daha sonra bu balon çıkarılarak yerine kalıcı meme protezi konabiliyor. Bu yöntem özellikle geç onarımlarda tercih ediliyor.

Protezle meme onarım ameliyatı, teknik olarak daha basit ve suresi kısa bir yöntem. Ancak bu ameliyatla vücuda yabancı bir cisim yerleştiriliyor ve bu tur onarımlarda enfeksiyon, silikon sızması ya da protezin sönmesi gibi sorunlarla karşılaşabiliyor. Bu yöntemin diğer önemli bir sakıncası da Silikon protez çevresinde sert doku gelişmesi durumunda memenin yeterince doğal bir görüntüye sahip olamaması.

Hastanın kendi dokutan (Otojen dokular) ile meme onarımı

Otojen dokuyla meme onarımları, daha karmaşık ve cerrahı tecrübe gerektiren ameliyatlar olarak kabul ediliyor Otojen doku olarak sıklıkla karın, sırt, kalça se bacaktan hazırlanan dokular kullanılıyor. Bunlar;

Memebaşı ve areolanın onarımı

Memebaşı ve areolanın onarımı

Bazen doğal bir meme görüntüsü elde etmek için birkaç ameliyat gerekebiliyor. İlk ameliyat yani meme dokusunun oluşturulması işlemi en karmaşık olanı. İkinci ameliyat, ucu ve areolanın (memebaşı çevresindeki koyu alan) oluşturulmasıysa daha kolay ve bu işlemler lokal anestezi altında yapılabiliyor. Meme ucu, bölgedeki dokulardan yapılıyor. Çevresindeki koyu renkli alan için dövme yapılabildiği gibi, karşı memebaşından ya da kasıktan alınan deri de kullanılabiliyor.

Memeler arası simetrinin sağlanması

Tek taraflı meme onarımının yapıldığı durumlarda onarılan memenin ameliyat bitiminde karşı memeyle simetrik olması beklenmiyor. Bu özellikle diğer memenin büyük veya sarkık olduğu durumlar için geçerli. Bu durumda memeler arasında simetriyi sağlamak amacıyla karşı memeye de bazı operasyonlar uygulanabiliyor. Bunlar karşı memenin küçültülmesi, dikleştirilmesi veya büyütülmesi şeklinde olabiliyor.

Meme ameliyatları sonrası

Ameliyat sonrası ağrı büyük ölçüde İlaçlarla giderilebiliyor. Ameliyatın boyutuna göre rekonstrüksiyon uygulanmamışsa 1-2 gün, rekonstrüksiyon uygulanmışsa 2 ile 5 gün arası hastanede kalmak gerekebiliyor. Meme koruyucu cerrahi uygulanmışsa 1 gün, mastektomi uygulanmışsa 1-2 gün içinde hastalar taburcu ediliyor. Ameliyatta genellikle sıvıların birikmesini engelleyen drenler konabiliyor ve yapılan ameliyata göre bu drenler ameliyat sonrası birkaç gün ile 1-2 hafta arasında alınıyor.

Günlük aktivitelere dönüş

Ameliyat sonrası günlük aktivitelere geri dönme süresi yapılan ameliyatın boyutuna göre değişmekle birlikte, genellikle birkaç günden 4 haftaya kadar değişebiliyor. Otolog rekonstrüksiyon uygulanan hastalarda hastanede kalma süresi protezle meme onarım ameliyatlarına kıyasla daha uzun olabiliyor.

Hastalar drenleri olsa dahi içine su kaçmasını önleyip 2 gün sonra normal hayattaki gibi banyolarını yapabilirler. Banyo sonrası dren kenarı pansumanlarının yenilemesi gerekiyor. İki gün sonrasında ameliyat yaralarının su ile ıslanmasında bir sakınca bulunmamakla beraber, sadece yara üzerine sert tahrişten kaçınmak gerekiyor.

Ameliyatın bitiminden birkaç saat sonrasından itibaren yeme ve içmelerinde bir kısıntı, özel bir diyet uygulanmıyor.

Rekonstrüksiyon İle normal duyu kazanılmıyor, ancak zaman içinde bir miktar duyu gelebiliyor, izlerin çoğu zaman içinde solabiliyor. Ancak bu süre 1-2 yılı bulsa da, izler tamamen kaybolmuyor. Onarımının kalitesi yüksek olduğu sürece, hastalar izleri daha az önemsiyorlar.

Mikrocerrahi

Bu tip serbest doku aktarımı yöntemiyle meme onarımında deri ve derialtı yağ dokusu besleyici damarlarıyla birlikte bağlı bulunduğu karın, sırt veya kalça bölgesinden tamamen ayrılıyor ve damarların alıcı bölgedeki damarlara dikilerek yaşaması sağlanıyor. Bu ameliyat İçin plastik cerrahın mikro cerrahi konusunda deneyimli olması gerekiyor. Çünkü ince damarların birbirine dikilmesi ancak mikroskop altında mümkün olabiliyor.

Otojen dokular içerik olarak meme dokusuna daha çok benziyorlar. Bu özellikleri sayesinde, otojen dokuyla elde edilmiş memenin fiziksel davranışı doğal memeye daha çok benzerlik gösteriyor, duyu hissi protez uygulamalarına göre daha iyi olarak geri geliyor. Ameliyat sonrasında, İzlerin solması ve kullanılan dokuların yumuşaması da memnuniyet duygusunu arttırıyor. Otojen dokular özellikle kilo alıp vermelere normal meme gibi yanıt veriyorlar. Bunun sonucu olarak, onarım sonrası aşın kilo almaya ya da vermeye veya yaşlanmaya bağlı sarkma durumlarında iki meme arasındaki simetri daha doğal kalabiliyor. Ayrıca otojen dokularla onarılan memeler, radyoterapi ve kemoterapi uygulamalarına engel teşkil etmiyorlar.