,
hashimato

HAŞİMATO HASTALIĞININ BELİRTİLERİ

Haşimato hastalığı bir tiroid hastalığıdır ama belirtileri genellikle boğaz bölgesinde değildir. Haşimato hastalığının belirtileri, boğazdan ziyade yarattığı tiroid hormon bozukluğunun vücutta yarattığı değişkliklerle ilgilidir. Haşimato hastalığı bir çok belirtilerle kendini belli eden bir hastalık tablosudur.

Her Tiroid Hormon yetmezliği (Hipotiroidizm) Haşimato Hastalığı Değildir!

Türkiye’de yapılan en yaygın yanlışlıklardan biri “her tiroid hormonu düşen” hastaya Haşimato hastalığı tanısı konulmasıdır. Tiroid hormonu başka bir çok nedenle de düşebilir. Bir hastaya Haşimato hastalığı tanısı koyabilmek için tiroid bezesinde iltihap (tiroidit) olması gerekir. Bu iltihabın da hastanın tiroid bezesine karşı üretilen antikorlarla birlikte olması şarttır. Ayrıca, tiroid bezesinde bu iltihabın yarattığı harabiyetin de ultrasonografi ile görüntülenmesi gerekir.

Hastalık Nasıl Oluşur?

Çeşitli tetikleyici faktörlerle hastanın bağışıklık savunma sistemi “yanlışlıkla” hastanın tiroid hücrelerine karşı antikor adını verdiğimiz moleküller üretir. Bu antikorlardan 2 tanesi çok önemlidir: anti-tiroglobulin antikor (anti-tg antikor) ve anti-tiroid peroksidaz antikor (anti-tpo antikor). Bu antikorlar hastanın hormon üreten tiroid hücrelerine yapışır; onlarda zararlı harap edici ve bazen de aşırı çalışmaya teşvik edici etkiler yapar. Bu harabiyet sonucunda parçalanan tiroid hormon depolarından ve hücrelerinden hastanın kanına bol miktarda tiroid hormonu geçer (tiroid hormon fazlalığı-hipertiroidizm). Bu geçici bir durumdur ve yaklaşık 2-6 hafta sürer (Bazen daha da uzun sürüp bu tiroid hormon fazlalığı kalıcı olabilir). Bu geçici dönemden sonra harap olup zarar gören tiroid hücrelerinin bir kısmı tekrar düzlir, geriye kalan çoğunluğu ise artık tiroid hormonu üretemeyecek kadar hasar görüp ölür. Bu harap olmuş hücrelerin yerine tamir hücreleri gelir ancak bu tamir hücreleri tiroid hormonu üretemez. Geriye kalan sağlam tiroid hücrelerinin üretttiği tiroid hormonu yetersiz hale gelir (hipotiroidizm başlar). Artık bu safhadan sonra tiroid hormon yetmezliği kalıcıdır. Tiroid hormon yetmezliğinim şiddeti kişiden kişiye büyük farklılık gösterir. Önce hafif düzeyde olan tiroid yetmezliği hastada TSH düzeyini artırır ancak bu artış hafif olabilir (3’ün altında) ve ayrıca bu safhada tiroid hormonları (T3 ve T4 hormonları) normaldir; bu duruma gizli torid hormon yetmezliği (subklinik hipotiroidizm) denir. Ama, bu safhada hastada her türlü belirti başlamıştır; hasta ciddi bir şekilde kilo almaya başlar. Bir çok hastada hastalık bu safhada kalır ve ömür boyu bu seviyede (subklinik hipotiroidizm) devam eder. Bir çok hastada ise tiroid hücrelerine karşı oluşmuş olan anti-tg ve anti-tpo daha geniş çaplı ve yaygın harabiyet yapar ve bu harabiyet durmaz devamlı artış gösterir. Bu hastalarda TSH seviyesi daha da artar, T3 ve T4 hormonları ise gittikçe düşer (terazinin bir kefesi aşağı inerken diğer kefesi yukarı çıkar); bu duruma hipotiroidizm (tiroid hormon yetmezliği) denir ki bu kalıcıdır. Bu grup hastalarda yükselen TSH nedeniyle tiroid bezesi aşırı uyarı altında kalıp nodül gelişimi görülebilir.

İlk Belirtiler Nelerdir?

Kimse haşimato hastalığına hemen yakalandığını anlamaz. Haşimato hastalığının tiroid’de yarattığı bozukluklarla başlayan tirodi hormon üretim düzensizlikleri hastalarda şikayetlere neden olur. Haşimato hastalığının ilk belirtisi çoğunlukla şişmanlamadır; bu hastalığa yakalanan kişiler her zamanki kadar yediği, her zamanki kadar hareketli olduğu halde kilo almaya başladığını fark eder. Bu durumun nedeni tiroid hormon üretiminde düşmedir (tiroid hormonu yetersiz kalmaya başlar; hipotiroidizm). Daha seyrek görülen ilk belirti ise çarpıntı ve saç dökülmesi ile başlayan tiroid hormon üretiminde geçici artıştışla görülen tiroid hormon fazlalığı (hipertiroidizm)’a bağlıdır.

HAŞİMATO HASTALIĞI NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Haşimato hastalığı bir çok sağlık sorununa neden olur. Bu sağlık sorunlarının tümü ele alınıp tedavi edilirken asıl sorunun kaynağı olan tiroid hormon yetersizliği tedavi programının eksenine oturtulmalıdır. Ancak, uygulanacak tiroid hormon dozu tedavi eden hekimin tecrübesi ve bilgi derinliği ile yakından ilgili olup her hastanın hastalığının ayrıntıları ve vücudunun ihtiyaçlarına göre ayarlanır. Diğer yandan hastadaki ant-tg ve anti-tpo antikorlarının yüksekliği için de tedavi uygulanmalıdır ancak bu amaçla artık kortizol türevi ilaçların kullanılmasını önermediğimiz belirtmek isteriz. Diğer yandan antikorların yükselmesini “tetikleyen”aşırı yüksek miktarda iyot alımı (iodine intake) da azaltılamalıdır.

Bu sitede, hekimlerin hastalarını nasıl tedavi edeceğine dair daha fazla ayrıntı vermek mümkün ve uygun değildir. Ancak, Haşimato hastalığı sadece pasif takip veya basit bir tiroid hormon tableti verilerek tedavi edilmez. Ayrıca, hastaların kendi kendilerini tedaviye yeltenmelerini ise kesinlikle önermiyoruz.

HAŞİMATO HASTALIĞI NASIL TAKİP EDİLİR?

Haşimato Hastalığı, uzun süreli takip gerektiren bir hastalıktır.

Haşimato Hastalığı, süregelen (uzun süren, kronik) bir hastalıktır. O nedenle ilk tanı konulup tedavi düzenlendikten sonra uygulanan tedavinin yeterli düzeyde etkili olup olmadığı, tedavide değişikliğe ihtiyaç olup olmadığı, tiroid hormonu dozunun hastanın yaşına ve diğer özelliklerine göre değiştirilip değiştirilmeyeceği düzenli kontrol muayeneleri ile takip altında tutulmalıdır. Unutmamak gerekir ki; hastanın değişen yaşı, vücudun normalde değişen çalışma düzeni, hastanın hayatında meydana gelen ani şoklar (yakın birinin ölümü, boşanma, iş kaybı vs), yaşama koşulları, aynı şehirde yaşayıp yaşamadığı, hatta mevsim değişiklikleri de hastanın tiroid hormonuna olan ihtiyacını da değiştirir. Bu şekilde düzenli olarak takip edilen hastalarda haşimato hastalığı nedeniyle harabiyete uğramış tiroid dokusunda nodül gelişimi önlenebilir. Kontrol takip muayenelerinin sıklığı, hastanın durumuna göre (şişmanlık mevcut olup olmadığına, şişmanlık için ilave tedbir ve tedavi uygulanıp uygulanmadığına, bu sitede beliretilen zararlı etkilerin (sağlık sorunlarının) ortaya çıkıp çıkmadığına göre belirlenir. Başka bir sağlık sorunu olmayan önceleri 2-3 ay olan bu takip muayene sıklığı takip edeb süreçte 6 aya kadar uzatılır.

HAŞİMATO HASTALIĞININ ZARARLARI

Şimanlık

Haşimato hastalığında düşen tiroid hormonu (hipotiroidizm); vücudun organlarının çalışmasını yavaşlatır ve kilo artışına (şişmanlık) neden olur. Bu hastalarda, tiroid hormonu tedavi ile eksiksiz olarak yerine konulmadıkça uzun süre de olsa şişmanlık için yapılan diyetler ve ağır spor programları ve kullanılan ilaçlar etkili ve faydalı olmaz.
Şişmanlığın Getirdiği Zararlar

Haşimato hastalığında düşen tiroid hormonu (hipotiroidizm); kilo artışına (şişmanlık) neden olur. Hastada estetik bozulmanın yanında şişmanlık nedeniyle bel ağrısı, bel fıtığı, omuz ve sırt ağrısı, boyun fıtığı, şişmanlık nedeniyle ortaya çıkan sindirim sistemi kanserlerinde artış görülebilir.

Kabızlığın Getirdiği Zararlar

Haşimato hastalığında düşen tiroid hormonu (hipotiroidizm); kabızlığa neden olur. Kabızlık soncu, hemoroid (basur) ve kalın barsak kanserlerinde artış görülebilir. Bu hastalarda, tiroid hormonu tedavi ile eksiksiz olarak yerine konulmadıkça uzun süre de olsa kabızlık için yapılan diyetler ve kullanılan ilaçlar etkili ve faydalı olmaz.

Depresyon, Cinsel Sorunlar ve Aşırı Sinirlilik

Haşimato hastalığında düşen tiroid hormonu (hipotiroidizm); depresyon, cinsel sorunlar ve aşırı sinirliliğe neden olur. Bunların sonucunda hastaların iş hayatı, evliliği ve sosyal ilişkileri zorlanır ve işten ayrılma, eşten boşanma ve hayata küsemeya neden olabilir. Bu hastalarda, tiroid hormonu tedavi ile eksiksiz olarak yerine konulmadıkça uzun süre de olsa uygulanacak psikiyatrik ilaç tedavisi ile sonuç almak pek mümkün olmaz.
Adet Düzensizliği ve Kısırlık

Haşimato hastalığında düşen tiroid hormonu (hipotiroidizm); hastalarda adet düzensizliğine neden olur. Ayrıca, yüksek antikorlar ve düşük tiroid hormonu nedeniyle kadınlarda yumurtlama fonksiyonu ve yumurta kalitesi ile erkeklerde ise sprem kalitesi ve sayısı bozulur. Bunların sonucunda kısırlık görülebilir. Kadın hastalar hamile kaldıktan sonra tiroid hücrelerine karşı oluşan antikorlarda geçici bir düşme olabilir ama hamilelik sonrasında tiroid oto-antikorları tekrar yükselir.

Saç ve Cilt Bozuklukları

Haşimato hastalığında düşen tiroid hormonu (hipotiroidizm); saçlarda matlaşma, dökülme, ciltte kuruluk, pullanma ve selülit ortaya çıkar. Selülitli hastaların çoğunda tiroid hormon yetmezliği, özellikle de gizli tiroid yetmezliği görülür. Bu konu henüz Türkiye’de pek bilinmediğinden selülit tedavisinde akla gelmedik cilt tedavileri yapılırken hastaların tiroid incelemesi yapılmamaktadır.
Tırnak Kırılmaları ve Soyulması

Haşimato hastalığında düşen tiroid hormonu (hipotiroidizm); hastaların tırnaklarında kalınlaşma, parlaklığını yitirme ve kat kat ayrılmalara neden olur. Bu konu henüz Türkiye’de pek bilinmediğinden demir eksikliği, çinko eksikliği, selenium eksikliği gibi akla gelmedik tanılar konulup tıbbi olan veya tıbbi olmayan “tırnak güçlendirme tedavileri” yapılırken hastaların tiroid incelemesi yapılmamaktadır.
Tiroid Kanseri

Haşimato hastalarında papiller tip tiroid kanseri diğer tiroid hastalarına göre daha sık görülür. O nedenle Haşimato hastalarının bezelerinin ilk muayenesinde ve rutin takip kontrol muayenelerinde muhakkak ultrasonografi ile de incelenmeli; nodül saptanırsa knaser olmadığını ortaya koyma için derhal ince iğne biyopsisi yapılmalıdır.

Kalp ve Beyin Hastalıkları

Haşimato hastalığında düşen tiroid hormonu (hipotiroidizm); hastanın kolesterol ve yağ emilimini ve kullanımını (metabolizmasını) bozar. Yüksek kolestrol de hastaların kalp ve beyin damarlarını daraltır ve tıkar. Beyin damarlarında daralma ve tıkanma nedeniyle hastada beyin inmesi ve felç olabilir. Kalp damarlarındaki daralma ve tıkanma ise enfarktüse neden olabilir. Ayrıca, yüksek kolesterol erkek hastalarda penis atar damarlarını (peniste sertleşmeyi bu damarlardan geçen kanın peniste birkimi sağlar) daraltır ve tıkayarak ciddi sertleşme (ereksiyon) sorunu yaratabilir.

Haşimato hastalığı nedir? Belirtileri nelerdir?

Hem hekimlerin hem de hastaların sıkça canını sıkan bazı sağlık sorunları var. Bunlardan biri de bağışıklık sistemi ile tiroid bezi arasındaki kavganın, itişip kakışmanın, bir türlü anlaşamamanın sonucunda gelişen Haşimato Hastalığı’dır.

Haşimato Tiroidit’i olarak da bilinen bu sorun, bağışıklık sisteminin tiroit hücrelerine karşı saldırıya geçmesiyle başlar. Birden bire tiroit hormonlarını üreten hücrelerin kendi bedenine ait olmadığı yanılgısına düşen bağışıklık sistemi, onları yok etmeye çalışır. Onlara karşı “antikor” isimli tahrip edici bazı proteinler (anti TPO, anti TG) üretir. Tiroit bezi kısa sürede adeta içten içe yanan bir yangın yerine dönüşür.

Antikorlar doğrudan tiroit bezini hedef aldığından vücudun başka bir bölümünde sorun ortaya çıkmaz. Bu tür hastalıklara “otoimmün” adı verilmesinen sebebi de, bağışıklık sisteminin kendi bedeninin hücrelerine saldırmasıdır.

Eğer tiroit bezinin hormon üretimi etkilenirse, tiroit bezi az ya da çok çalışarak klinik belirtiler oluşur. Aniden ortaya çıkan hasar yüzünden çok fazla miktarda tiroit hormonu kana karışırsa “hipertiroidi” veya yeteri miktarda hormon yapılmadığında “hipotiroidi” ortaya çıkar.

Kısacası bu hastalıkta tiroit bezi normal hormon üretimini sürdürebildiği gibi (ötiroid), yetmezlik/hipotiroidi veya aşırılık/hipertiroidi tabloları da oluşturabilir.

Haşimato hastalığının belirtileri, bulguları nelerdir?

Kadınlarda daha sık görülen, ağır ve ani üzüntüler, kayıplar, depresyon, hamilelik sonrası, menopoz dönemi gibi zamanlarda ortaya çıkma ihtimali çoğalan Haşimato hastalığı, genellikle ciddi bir belirti vermez. Çoğu kez hastalar ağrı, ateş, yutma güçlüğü gibi belirtileri olsa bile fark etmezler.

Muayenede ise -belki- normalden büyükçe bir tiroit bezi ele gelebilir. Tiroit işlevleri araştırılırken veya kilo fazlalığı, kolesterol yüksekliği, yorgunluk, depresyon, eklem ve kas ağrıları, bellek problemleri nedeniyle incelenirken farkına vardığımız pek çok Haşimato olgusu vardır.

Ultrasonografik tanı yönteminin yaygınlaşması, tiroit bezinde oluşan değişikliklerin daha rahat tanımlanmasını ve Haşimato hastalığının teşhisinin kolaylaşmasını sağladı. Kanda antikor testleri de sanki hastalığın sıklaştığı izlenimini uyandıracak kadar yaygınlaştı.

Haşimoto hastalığı, diğer otoimmünite sorunları gibi tümüyle ortadan kalkmayan, daha alevli ya da sönük dönemleri olan ama tedavi edilebilir bir hastalıktır. Sessiz ve derinden seyreden, biraz sinsi, altından tiroit nodülü çıkma olasılığı yüksek bir sağlık sorunu olduğu için, uzun süreli bir doktor-hasta işbirliği gerektirdiğini de hatırlatalım.

Haşimato neden çok önemlidir?

Haşimato bir tiroit hastalığı… Bağışıklık sisteminin şaşkınlaşıp tiroit bezine saldırmasının tatsız ve genellikle de kalıcı, yani ömür boyu sürebilen bir sonucu. Uzun süren, hatta giderek artan halsizlik, üşüme veya unutkanlık gibi şikayetlerin altından genellikle Hashimoto Tiroidi adlı hastalık çıkıyor.  Adı sık duyulan Hashimoto (Haşimato) Tiroidi’nin ilk kez 1912 yılında Japon doktor Hakaru Hashimoto tarafından tanımlanan vücudun savunma hücrelerinin vücudun kendisine zarar verdiği durum olan otoimmün bir hastalık.

Kısacası bu enteresan hastalığa paçanızı bir defa kaptırdınız mı kolay kolay kurtulamıyorsunuz. Kadınlarda erkeklere oranla 5-10 kat daha fazla görülen bu hastalık genetik yatkınlık gösteriyor. Bunda kadınların strese daha sık maruz kalmalarının ve hassas duygusal yapılanmalarının da payı olmalı…

Hastalık bazen “hipo”, bazen “normo”, bazen de “hipertiroidi” formunda seyrediyor. Ama en çok görüleni “hipotiroidi” yani tiroidi tembel, yetersiz düşüreni oluyor. Peki diğer detaylar neler?

Haşimato’dan korkmayın

Boynumuzda, soluk borumuzun önünde yer alan, kelebek benzeri şekilli, tiroit hormonlarını salgılayan organa ‘tiroit bezi’ deniyor. Tiroit hormonlarını, ‘yaşam hormonlarımız’ olarak da isimlendirebiliriz; çünkü bu hormonlar aynı zamanda metabolizma hızımızı ayarlıyor. Haşimato tiroidinde vücudun en önemli savunma hücrelerinden olan lenfositler, tiroit bezine hücum eder ve işlevini yitirene dek saldırır. Bu esnada kanda dolaşan Anti-TPO ve Anti- Tiroglobulin antikorların neden olduğu hasar da tiroit bezini işlevsiz hale getirir.

Haşimato’nun tanısı Anti–TPO testi ile konur. Takibi ise T3, T4, TSH ölçümleri ile yapılır. TSH normalse kişi sadece izlemeye alınır. TSH yüksekse takviye hormona başlanır.
Tehlikeli, korkutucu bir hastalık sayılmaz. Yeter ki düzenli izlensin. Yeter ki hastalar verilen takviye tiroid hormonunu usulüne uygun kullansın.

“Haşimato’nun erken döneminde tiroit bezinde hafif büyüme yani guatr vardır; daha sonra tiroit bezi devam eden hasar nedeniyle yıllar içinde küçülerek adeta yok olur. Sonuçta ‘hipotiroidi’ ortaya çıkar. Tiroit hormonlarının eksildiği durum olan hipotirodide hareketler-konuşma yavaşlar, yüzde, ellerde ve ayaklarda ödem, dilde büyüme olur, cilt kurur, kalp hızı yavaşlar, küçük tansiyon yükselir, hasta depresif ruh haline girer, hafıza ve düşünsel fonksiyonlar geriler. Haşimato, hipotiroidiye neden olduğundan önemlidir.

Peki beslenme düzeninde bir değişiklik yapmak gerekiyor mu?

Haşimato tiroidinde öncelikle rafine şekerden, karbonhidrattan uzak durun. Margarin gibi yağlar yerine zeytinyağı kullanın. Haftada 2 kez balık tüketin. Eğer tüketemiyorsanız Omega-3 desteği alın. Selenyum, magnezyum ve çinko eksikliğiniz varsa gidermeye çalışın. Selenyum antioksidan bir mineral olarak tiroit bezini ve vücudu hasarlardan korur. Ay çekirdeği, hinditavuk eti, yumurta, mantar, esmer pirinç, soğan-sarımsak, tahıllar selenyum zenginidir. Hayvansal protein kaynaklarından düzenli tüketin ve yağsız olanlarını tercih edin. Haşimato hastalarında ödeme yatkınlık oluştuğu için su tüketimi önemli. Brokoli, lahana, turp, Brüksel lahanası gibi tiroit bezinin çalışmasını azaltan guatrojenik besinleri tüketmemeye çalışın. Çay-kahveyi azaltın. Taze sebze-meyve yiyin. Az ve sık beslenin.

Sonuç olarak her otoimmün hastalıkta olduğu gibi Haşimato hastalığında da şeker, un ve glüteni sınırlı, selenyum, probiyotik ve Omega-3’ü bol beslenmekte yarar var. Selenyum takviyeleri ve glutatyon desteğinden de istifade edilmeli.

İhmale gelmiyor

Haşimato tedavi edilmezse, hastalık ilerleyerek ciddi sıkıntılara yol açabiliyor. Kısırlık, düşük, doğuştan kusurları olan bir bebek doğurma, yüksek kolesterol, kalp problemleri, ruh sağlığı sorunları görülebiliyor. Tiroid kanseri riski yükseliyor. Öte yandan bu hastalık TİP-1 şeker hastalarında, b12 eksikliği ile ortaya çıkan kansızlık gibi rahatsızlığı bulunanlarda daha çok gözleniyor.

Tedavi var ama…

Haşimato tiroidi tanısı alanlar bunun ömür boyu süren bir hastalık olduğunu bilmeli. Tedavi altında istisnai vakalar hariç hastalık sonlanmaz. Yapılacak tedavi, tiroit yetersizliği (hipotiroidi) gelişmişse vücuda dışarıdan tiroit hormonu vermektir. Sevindirici olan ise bu tedavi ile tiroit hormonu yetersizliğinin vücuttaki negatif etkileri ortadan kaldırılır.

Tiroit bezim çok mu çalışıyor?

Hipertiroidinin yani tiroit bezinin aşırı hormon ürettiği hallerin ne gibi belirtileri olduğunu az çok bilmemiz gerekiyor. O belirtiler neler mi?

Haşimato hastalığı bir salgın hızı ile yaygınlaşıp hipotiroidi ile boğuşanların sayısı artınca tiroidin çok çalıştığı hipertiroidi sorununun pabucu dama atıldı.  Oysa hipertiroidi de en az hipotiroidi kadar mühim. Ayrıca Haşimato da her zaman hipotiroidi ile seyretmiyor, bazen hipertiroidi ile de başlayabiliyor. İşte bu nedenle hipertiroidinin yani tiroid bezinin aşırı hormon ürettiği hallerin ne gibi belirtileri olduğunu da az çok bilmemiz gerekiyor.

Tiroit beziniz çok çalışınca…

Haşimato hastalarına tavsiyeler

◊ Hastalık teşhis edildikten sonra iyot, tuz ya da tuz ihtiva eden herhangi bir ilaç kullanmamalısınız.
◊ Hormon desteği alsanız bile en az yılda bir kez tıbbi değerlendirmeden geçmelisiniz.
◊ Tiroit hormonu yanında selenyum desteğinden faydalanmanız hastalığı kontrol altına almaya yardımcı olabilir.
◊ İlacınızı aç karnına alın (tiroit hormonları aç karnına alındıklarında daha iyi emiliyorlar). Eğer midenize zarar verirse tok karnına da kullanabilirsiniz ama dozun mutlaka buna göre ayarlanması gerektiğini aklınızda bulundurun.
◊ Tiroit haplarınızı demir ve kalsiyum içeren hapları ile aynı anda almayın. Ayrıca aç karnına kullanılan mide haplarını da bir başka öğünde almaya çalışın.
◊ Gebe kalırsanız bunu doktorunuzla görüşün. Gebelik süresince ve doğum sonrasında doktorunuzun daha dikkatli bir kontrol planı oluşturması gerekir.
◊ Haşimato hastalarının depresyon, diğer bağışıklık sistemi hastalıkları ve kronik yorgunluk sendromuna daha sık yakalandıklarını unutmayın.

Haşimato neden mühim bir sorun?

Bu hastalığa paçanızı bir defa kaptırdınız mı kolay kolay kurtulamıyorsunuz. Kadını da erkeği de ilgilendiriyor ama nedense hastaların yüzde 90’ı kadın. Bunda kadınların strese daha sık maruz kalmalarının ve hassas duygusal yapılanmalarının da payı olmalı…

Haşimato çok yaygın bir tiroit hastalığı. Bağışıklık sisteminin şaşkınlaşıp aşırı “oto-antikor” üreterek kendi organlarına, öncellikle de tiroit bezine saldırmasının tatsız ve genellikle de kalıcı, yani ömür boyu sürebilen bir sonucu. Peki neden bu kadar sık görülen bir sorun oldu? Neden tedavisinde de bu kadar zorluk çekiliyor? Neden onu yenmek bu kadar zor bir iş?

Bana göre esas nedeni bağışıklık sistemimizi tahrip ve tahrik eden besinler (glüten!), toksinler (bisfenol!), kozmetikler (botoks!) ve stres yoğunluğudur.

Hastalık bazen “hipo”, bazen “normo”, bazen de “hipertiroidi” formunda seyrediyor. Ama en çok görüleni “hipotiroidi” yani tiroidi tembel, yetersiz düşüreni oluyor. Peki teşhisi nasıl konuluyor?

Haşimatodan korkmayın

Haşimatonun tanısı Anti–TPO testi ile konuyor. Zira hastalıkta ilk etkilenen tiroit hormonunu üreten TPO enzimine karşı oluşan antikorlar oluyor. Takibi ise T3, T4, TSH ve ultrasonografik tetkikler ve ölçümlerle yapılıyor.

TSH normalse kişi sadece izlemeye alınıyor. TSH yüksekse takviye hormona başlanıyor.

Tehlikeli, korkutucu bir hastalık sayılmaz. Yeter ki düzenli izlensin. Yeter ki hastalar verilen takviye tiroit hormonunu usulüne uygun kullansın. Peki beslenme düzeninde bir değişiklik yapmak gerekiyor mu? Her otoimmün hastalıkta olduğu gibi Haşimato hastalığında da şeker, un ve glüteni sınırlı, selenyum, probiyotik ve Omega-3’ü bol beslenmekte yarar var. Selenyum takviyeleri ve glutatyon desteğinden de istifade edilmeli.

Haşimatolu biri nasıl beslenmeli?

Haşimato tiroiditiniz varsa sigara içmeyin, çünkü sigara içenlerde hastalığın kontrolü zorlaşıyor.

Ayrıca anneniz, ablanız ya da teyzenizde Haşimato hastalığı varsa sigara kullanmanız Haşimatoya sizin de yakalanma olasılığınızı yükseltiyor. Haşimato hastalarının iyotlu yiyeceklerden uzak durmalarında da fayda var.

İyotlu ilaçlardan, iyot içeren radyolojik kontrast maddelerinden, iyotlu tuzdan uzak kalmaları gerekir. Ancak bu dikkati “iyot içerdiği için deniz ürünlerini, mesela balığı bile yememek” gibi anlamsız noktalara sürüklememek gerekiyor.

Bu hastalığa yakalananların tiroid papiller kanserine yakalanma olasılıkları arttığı için belirli aralıklarla –özellikle nodül varsa- ultrasonografik kontrollerden de geçmeleri gerekiyor.

Selenyum desteği kullanmak Haşimato tiroiditinin kontrolünü kolaylaştırıyor. Bu nedenle günde 50 mikrogram kadar selenyum kullanmak yeterli oluyor.

Son yıllarda Haşimato hastalarının daha az gluten tüketmeleri, gluten zengini besinlerden (tahıl ürünleri) uzak durmaları da tavsiye ediliyor. Bu fikrin daha detaylı incelemelerle de desteklenmesi gerekiyor. Yani henüz kesinleşmiş bir bilgi değil.
Kanaatime göre yine de dikkate almalı, Haşimato hastalarını daha az gluten tüketmeleri konusunda uyarmalıyız.

Haşimato neden çok görülüyor?

Neden net ve açık olarak bağışıklık bozukluğu! Bağışıklık sisteminin ayarının altüst olması, bizi dış ve iç düşmanlardan koruması gereken bağışıklık askerlerimizin kendi sağlam dokularına da savaş ilan etmesi.

Çok değil 40-50 yıl evvel çok nadir görülen haşimato hastalığında da tıpkı obezite gibi ciddi bir patlama var.

Aynı yoğunluk bazı romatizmal hastalıklarda (fibromiyalji, lupus), cilt hastalıklarında (sedef, vitiligo), solunum hastalıkları (astım) ve sinir sistemi hastalıkları (nöropatiler) gibi diğer “otoimmün bağlantılı” hastalıklar için de söz konusu.

Peki neden? Ne oldu da bunlar birdenbire öne çıktılar? Neden net ve açık olarak bağışıklık bozukluğu! Bağışıklık sisteminin ayarının altüst olması, bizi dış ve iç düşmanlardan koruması gereken bağışıklık askerlerimizin kendi sağlam dokularına da (tiroid, cilt, eklem) savaş ilan etmesi!

Yani bir çeşit “kendi ayağına kurşun sıkan biri” durumuna düşmesi. Bu tatsız gelişmeleri otoimmün bozukluk adı altında toplamak ve bu sorunlarla tek tek uğraşırken aynı zamanda bu bozulmaya yol açan “ortak nedenleri bulup” onları bir bir ayıklamak daha doğru bir yaklaşım olabilir.

Haşimato kalıtsal mıdır?

Sizde ya da ailenizden birinde Haşimato tiroiditi varsa, özellikle anneniz, kız kardeşleriniz ile teyzelerinizin de Haşimato hastalığı yönünden detaylı bir incelemeden geçirilmesi lazım.

Haşimato tiroiditi bir bağışıklık sorunu ama oluşumunda genetik eğilimin de rol oynadığı kesin. Eğer sizde ya da ailenizden birinde Haşimato tiroiditi varsa, özellikle anneniz, kız kardeşleriniz ile teyzelerinizin de Haşimato hastalığı yönünden detaylı bir incelemeden geçirilmesi lazım. Bu araştırmayı, aileniz veya sizde oto-immün bir hastalık, yani bağışıklık sapkınlığı sorunu ile ilişkili herhangi bir hastalık varsa da mutlaka yapmak gerekiyor.

Cinsiyet, Haşimato hastalığına yakalanmada önemli bir belirleyicidir ve kadınların bu hastalığa yakalanma riskleri 5-10 kat daha yüksektir.

Bu olasılık, orta yaşlı kadınlarda daha da fazladır. Bununla birlikte Haşimato hastalığının, erkekleri de yakalayabileceğini unutmamak gerekiyor.

Haşimatonun belirtileri nelerdir?

Haşimato tiroiditinde en sık görülen kronik seyir, hastalığın sessiz ve derinden giden “hipotiroidi” formudur. Bu hastalıkta ilerleyici bir kilo alma sorunu, gösterilen onca çabaya rağmen kilo vermede zorlanma, halsizlik gibi pek de tiroit hastalığını düşündürmeyen belirtiler ön plandadır.

Eğer, tahrip olan tiroit dokusu fazlaysa, hipotiroidi belirtileri daha da şiddetlenir. Bu durumda, hastaların şikâyetlerine, cilt kuruluğu, ciltte solukluk ve matlaşma, saç kırılma ve dökülmeleri, kabızlık, ses kalınlaşması, üşüme gibi yakınmalar da eklenir.

Menopoz sürecine yaklaşan ya da bu dönemi yaşamaya henüz başlayan bir kadında kilo almaların, şişme ve yorgunlukların, müphem kas ve eklem ağrılarının Haşimato ile ilgili bir hipotiroididen kaynaklanabileceği başlangıçta pek akla gelmez.

Haşimatoya bağlı tiroiditinin ilk ve tek belirtisi, sebebi bulunamayan bir “bellek azalması” da olabilmektedir. Bu durum özellikle ileri yaşlarda tehlikeli ve ağır seyredebildiğinden dikkatli olunmalıdır.

Haşimato tiroiditini muayene ile teşhis etmek kolay değildir. İlk belirtisi elle muayenede saptanan ağrısız bir tiroit bezi büyümesidir. Doktorunuz, Haşimato tiroidi olduğunuzu düşündüğünde, bunu doğrulayıcı bazı kan testleri isteyecektir.
Araştırmalar, Anti-TPO antikorlarının hastaların yüzde 95’inde yükseldiğini ve yüzde 60’ında da Anti-Tg antikoru testinin pozitif çıktığını göstermektedir.

Haşimato hastasıysanız…

◊ Hastalık teşhis edildikten sonra iyotlu tuz veya iyot ihtiva eden herhangi bir ilaç kullanmamalısınız.

◊ Hormon desteği alsanız bile en az yılda bir kez tıbbi değerlendirmeden geçmelisiniz.

◊ Tiroit hormonu yanında selenyum desteğinden faydalanmanız hastalığı kontrol altına almaya yardımcı olabilir.

◊ İlacınızı aç karnına alın (tiroit hormonları aç karnına alındıklarında daha iyi emiliyorlar.) Eğer midenize zarar verirse tok karnına da kullanabilirsiniz ama dozun mutlaka buna göre ayarlanması gerektiğini aklınızda bulundurun.

◊ Tiroit haplarınızı demir ve kalsiyum içeren hapları ile aynı anda almayın. Ayrıca aç karnına kullanılan mide haplarını da bir başka öğünde almaya çalışın.

◊ Gebe kalırsanız bunu doktorunuzla görüşün. Gebelik süresince ve doğum sonrasında
doktorunuzun daha dikkatli bir kontrol planı oluşturması gerekir.

◊ Haşimato hastalarının depresyon, diğer bağışıklık sistemi hastalıkları ve kronik yorgunluk sendromuna daha sık yakalandıklarını unutmayın.

Haşimato sessizdir

Bağışıklık sapması sonucu gelişen tiroiditlerin en sık görüleni “Haşimato tiroiditi”dir. Yaklaşık 100 yıl kadar önce Japon doktor Hakaru Hashimoto tarafından tanımlanan bu tip kronik tiroiditleri son yıllarda daha çok görüyoruz.

Haşimato tiroiditinin önemli bir özelliği “sessiz ve derinden giden bir hastalık” olması, hastalığa yakalananlarda ciddi bir rahatsızlık yaratmamasıdır. Bu nedenle, hastalığı “sessiz tiroit iltihaplanması” gibi tanımlayanlar da vardır. Haşimato tiroiditi nadiren “hipertiroidi” tablosu ile ortaya çıkar.

Haşimato’nun teşhisi kolaydır

Haşimato tiroiditini muayene ile teşhis etmek kolay değildir. İlk belirtisi elle muayenede saptanan ağrısız bir tiroit bezi büyümesidir. Doktorunuz, Haşimato tiroidi olduğunuzu düşündüğünde, bunu doğrulayıcı bazı kan testleri isteyecektir.

Araştırmalar, Anti-TPO antikorlarının hastaların yüzde 95’inde yükseldiğini ve yüzde 60’ında da Anti-Tg antikoru testinin pozitif çıktığını göstermektedir.

Haşimato kilo kontrolünü bozar

Haşimato tiroiditinde en sık görülen kronik seyir, hastalığın sessiz ve derinden giden “hipotiroidi” formudur. Bu hastalıkta; ilerleyici bir kilo alma sorunu, gösterilen onca çabaya rağmen kilo vermede zorlanma, halsizlik gibi pek de tiroit hastalığını düşündürmeyen belirtiler ön plandadır.

Eğer, tahrip olan tiroit dokusu fazlaysa, hipotiroidi belirtileri daha da şiddetlenir. Bu durumda, hastaların şikayetlerine cilt kuruluğu, ciltte solukluk ve matlaşma, saç kırılma ve dökülmeleri, kabızlık, ses kalınlaşması gibi yakınmalar da eklenir.

Menopoz sürecine yaklaşan ya da bu dönemi yaşamaya yeni başlayan bir kadında kilo almaların, şişme ve yorgunlukların, müphem kas ve eklem ağrılarının Haşimato ile ilgili bir hipotiroididen kaynaklanabileceği başlangıçta pek akla gelmez.

Haşimato’ya bağlı tiroiditinin ilk ve tek belirtisi, sebebi bulunamayan bir “bellek azalması” da olabilmektedir. Bu durum özellikle ileri yaşlarda ağır seyredebildiğinden dikkatli olunmalıdır.

Haşimato tiroidinde beslenme önerileri

Haşimato tirodi, sık rastlanan, tiroid yıkımının meydana geldiği otoimmün bir hastalıktır. Tiroid peroksidaz (TPO) ve tiroglobuline (TG) karşı artan antikor seviyeleri tiroid hormonlarının seviyesinde ve metabolizmasında değişikliklere neden olur ve fiziksel ve psikolojik semptomlara yol açar. En belirgin haşimato belirtileri; sıklıkla kilo alma, cilt kuruluğu, kolay üşüme, yorgunluk ve kabızlıktır. Bu hastalığın gelişmesinde en önemli etken genetik faktörler iken sigara, alkol, yetersiz veya aşırı beslenme, stres gibi çevresel faktörler de katkıda bulunabilir. Uygun beslenme tedavisi hastalığın gidişatını olumlu yönde etkiler.

Kilo artışına dikkat!

Tiroid fonksiyonun azalması nedeniyle dinlenme metabolizma hızı azalır, bu durum vücut ağırlığında ve yağ dokusunda artışa neden olabilir. Fazla kilo durumu var ise fiziksel aktivitenin artırılması, ılımlı kalori kısıtlamasıyla beslenme tedavisi gibi yaşam tarzı değişikliğine gidilmelidir. Beslenme tedavisinde yeterli protein tüketimi sağlanmalıdır. Protein kaynağı olarak et, tavuk, hindi, balık, yumurta gibi işlenmemiş ürünler tercih edilmelidir.

Demir eksikliği görülebilir

Haşimato tiroidinde sıklıkla bağırsak geçirgenliği artar bu da demir ve diğer minerallerin de emiliminin bozulmasına neden olur ve eksiklik görülebilir. Tiroid hormonlarının üretiminde demir gereklidir ve eksikliği, demirin gerekli olduğu tiroid peroksidaz aktivitesini bloke eder. Sonuç olarak, tiroid hormonlarının sentezinde bir azalma, TSH seviyesinde ve bez hacminde artış gözlenir. Anemi gelişmişse gerekli takviyenin yapılmasının yanında beslenmeye kırmızı et, tavuk, balık, yeşil yapraklı sebzeler gibi demir kaynaklarının eklenmesi de büyük önem taşır.

İyotlu tuz mu? İyotsuz tuz mu?

İyot, tiroidin düzgün çalışması için gerekli bir mineraldir aynı zamanda aşırı alımı tiroid fonksiyonlarının yavaşlamasına neden olur. Dünya Sağlık Örgütü’nün günlük 5 g tuz önerisini aşmadan iyotlu tuz tercih edebilirsiniz.

Selenyum

Selenyum tiroid bezinin sağlıklı işleyişi için gerekli bir elementtir. Beslenmede yumurta, ayçekirdeği, balık, tavuk, hindi gibi selenyum kaynaklarına yer verilmelidir aynı zamanda hekim kontrolünde selenyum takviyesi alınabilir.

Çinko

Çinko tiroid hormonlarının üretiminde rol oynar ve eksikliği, tiroid hormonlarının düzeylerinde bozulmaya ve tiroid antijenlerine karşı antikor titrelerinde artışa neden olur. Bu nedenle kabak çekirdeği, hindi eti, kaju, keten tohumu, tam tahıllı ekmek, karabuğday gibi zengin çinko kaynakları beslenmeye eklenmelidir.

Haşimato hastalığı kalıcı mıdır?

Hastaların sıkça canını sıkan sağlık sorunlarından biri olan Haşimoto Tiroidit’i, bağışıklık sisteminin tiroit hücrelerine karşı saldırıya geçmesiyle başlar. Birdenbire tiroit hormonlarını üreten hücrelerin kendi bedenine ait olmadığı yanılgısına düşen bağışıklık sistemi, onları yok etmeye çalışır. Onlara karşı “antikor” isimli tahrip edici bazı proteinler (anti TPO, anti TG) üretir. Tiroit bezi kısa sürede adeta içten içe yanan bir yangın yerine dönüşür.

Antikorlar doğrudan tiroit bezini hedef aldığından vücudun başka bir bölümünde sorun ortaya çıkmaz. Bu tür hastalıklara “otoimmün” adı verilmesinen sebebi de, bağışıklık sisteminin kendi bedeninin hücrelerine saldırmasıdır.

Eğer tiroit bezinin hormon üretimi etkilenirse, tiroit bezi az ya da çok çalışarak klinik belirtiler oluşur. Aniden ortaya çıkan hasar yüzünden çok fazla miktarda tiroit hormonu kana karışırsa “hipertiroidi” veya yeteri miktarda hormon yapılmadığında “hipotiroidi” ortaya çıkar.

Kısacası bu hastalıkta tiroit bezi normal hormon üretimini sürdürebildiği gibi (ötiroid), yetmezlik/hipotiroidi veya aşırılık/hipertiroidi tabloları da oluşturabilir.

Belirtiler ve bulgular

Kadınlarda daha sık görülen, ağır ve ani üzüntüler, kayıplar, depresyon, hamilelik sonrası, menopoz dönemi gibi zamanlarda ortaya çıkma ihtimali çoğalan Haşimato hastalığı, genellikle ciddi bir belirti vermez. Çoğu kez hastalar ağrı, ateş, yutma güçlüğü gibi belirtileri olsa bile fark etmezler.

Muayenede ise  normalden büyükçe bir tiroit bezi ele gelebilir. Tiroit işlevleri araştırılırken veya kilo fazlalığı, kolesterol yüksekliği, yorgunluk, depresyon, eklem ve kas ağrıları, bellek problemleri nedeniyle incelenirken farkına vardığımız pek çok Haşimato olgusu vardır.

Ultrasonografik tanı yönteminin yaygınlaşması, tiroit bezinde oluşan değişikliklerin daha rahat tanımlanmasını ve Haşimato hastalığının teşhisinin kolaylaşmasını sağladı. Kanda antikor testleri de sanki hastalığın sıklaştığı izlenimini uyandıracak kadar yaygınlaştı.

Haşimoto hastalığı, diğer otoimmünite sorunları gibi tümüyle ortadan kalkmayan, daha alevli ya da sönük dönemleri olan ama tedavi edilebilir bir hastalıktır. Sessiz ve derinden seyreden, biraz sinsi, altından tiroit nodülü çıkma olasılığı yüksek bir sağlık sorunu olduğu için, uzun süreli bir doktor-hasta işbirliği gerektirdiğini de hatırlatalım.

Haşimato hastalığının tanısı nasıl konur?

Haşimato hastalığının tanısı elle muayene ile başlar. Doktor hastanın boğazını muayene eder. Haşimatonun belirtilerini ortaya çıkarmaya yönelik sorular sorar. Bundan sonra tiroit ultrasonografisi yapılır. Tiroit ultrasonografisinde aranan, haşimato hastalığının tiroit dokusuna ne kadar hasar verdiği ve nodül gelişip gelişmediğidir. Nodül, tiroit içerisinde bulunmaması gereken yumrulardır. Bunun neticesinde de nodül varsa kanser riski yüksek hastalık grubundan olduğundan dolayı, o nodüle dönük incelemelerin yapılması gerekir.

Tiroit ultrasonografisi, nodül tespitinde en etkili yöntemdir. Bunun dışında tiroidin büyümesi ve boyutları ölçülür. Çevresindeki lenf düğümleri incelenir. Ultrasonografiden sonra da tiroit sintigrafisi yapılır. Kalan tiroit doku rezervinin ne kadar olduğunu görmek için, tiroit sintigrafisi birçok hastada yararlı sonuçlar verebilmektedir.

Ayrıca kapsamlı kan testleri yapılmalıdır. Bunların başında da tiroit antikorları ölçülmelidir. İdrardaki iyot miktarına bakarak, vücudun iyot rezervini de görebiliriz. Şeker, yağ, kalsiyum metabolizması bozukluğuna neden olup olmadığına yönelik de kan testleri istenir.

Uzun süreli bir doktor-hasta işbirliği gerektirdiğini de hatırlatalım.

Haşimato tiroidinde beslenmeye dikkat!

Kadınlarda erkeklere oranla 8 kat daha fazla yaygın olan, sıklıkla 40 ila 60 yaşları arasında görülen haşimato hastalığı, beslenme bozuklukları, gıda alerjileri, kimyasal toksinler, ağır metal zehirlenmesi gibi faktörler tarafından tetiklenir. Belli başlı Haşimato hastalığı belirtilerini şu şekilde sıralanabilir;

Bu şikâyetler varsa dikkat

Hipotiroidi olan bir hastada halsizlik, yorgunluk, bitkinlik, ani kilo artışı, kilo verememe, üşüme, çabuk yorulma, cilt kuruluğu, bağırsak hareketlerinde yavaşlama, kabızlık, unutkanlık ve depresif duygu durumu gibi belirtiler görülüyor. Hipotiroidisi olan kadınlarda adet kanamaları miktar olarak daha fazla ve daha uzun süreli olabiliyor.

Haşimato hastalığında düşen tiroid hormonu (hipotiroidizm); vücudun organlarının çalışmasını yavaşlatır ve kilo artışına (şişmanlık) neden olur. Bu hastalarda, tiroid hormonu tedavi ile eksiksiz olarak yerine konulmadıkça uzun süre de olsa şişmanlık için yapılan diyetler, ağır spor programları ve kullanılan ilaçlar etkili, faydalı olamıyor.

Çocuklarda Hashimoto hastalığı olursa büyüme gecikmesi, kemik yaşında gecikme ve yüksek kolesterol seviyeleri bulunur.

Aslında Hashimoto Tiroiditi’nde sadece hipotiroidizm durumu görülmez. Eğer antikor salgısı fazla olup tiroit bezi kısa sürede büyük hasar alırsa zarar gören hücrelerden kana aşırı miktarda karışan tiroit hormonları (T4 ve T3) hipertiroidiye (tiroit bezinin fazla miktarda hormon salgılaması durumu) neden olabilir.

Hipertiroidi durumunda ise kilo kaybı, ishal, terleme, çarpıntı, enerji azlığı gibi yakınmalar ön plandadır. Tiroit testleri normalse hastada hiçbir yakınma olmayabilir. Ya da cilt değişiklikleri ve saç dökülmesi görülebilir. Bayanlarda adet bozuklukları da olabilir. Bu durumda gebe kalmada zorluklar olabilir.

Haşimato Tiroidinde Beslenme Nasıl Olmalıdır?

Haşimato hastalığına özgün bir diyet bulunmamaktadır. Haşimato hastalığında, birçok hastalıkta olduğu gibi sağlıklı beslenme önemli ve etkili bir tedavi seçeneği oluşturmaktadır.

İyot fazlalığının haşimato hastalığını tetiklediğine dair çalışmalar bulunsa da, bu durumun doğruluğu kesin olarak ortaya koyulmamıştır.

Selenyum alımının hormon yapısını ve vücut sağlığını düzenlediğine dair araştırmalar da yapılmaktadır. Selenyum, haşimato hastalığıyla birlikte vücutta üretimi artan antikorları azaltabilmekte ancak hastalığın gidişatına etki oluşturamamaktadır.

Antioksidanlar bakımından zengin meyve ve sebzeler, genel vücut sağlığında iyileşme oluşturabilmekte, bu durum tiroit bezini serbest radikaller olarak adlandırılan moleküllerin zararlarından korumaktadır. Bu nedenle haşimato hastalığı durumlarında, günlük diyetin önemli bölümünü renkli sebze ve meyveler oluşturmalıdır.

Haşimato hastalığında, B vitamini içeriği yüksek besinlerin tüketimi de vücut sağlığı için önemli bir yere sahip olmaktadır. B vitamini bakımından zengin besinler, metabolizmayı düzenlemeye yardımcı olmanın yanı sıra enerji vermektedir.

Haşimato Tiroidi Olan Hastaların Beslenmede Dikkat Etmesi Gereken Unsurlar Nelerdir?

Tiroit hormonunda yaşanan değişim, hipotiroidine sebep olabilmekte ve bu durum kişide metabolizmanın yavaşlamasına sebep olabilmektedir. Her gün tüketilen kaloriden daha fazlası yakılmadığı zaman kilo alınabilmektedir. Bu bakımdan kilo alınmaması, hatta kilo fazlalığı söz konusu ise, kilo verilmesi amaçlanmalıdır.